Psikolojik tedavi görüyor gibi kapanma tedavisi gördüm.

Merhaba hepinize. Biraz uzun yazacağım çünkü fazlaca biriktim. Hep başardığımda buraya yazacağımı düşünürdüm ama bir türlü yapamıyorum.

Ben 20 yaşındayım. Uzun senelerdir tesettürlüyüm. Küçücük bir kız çocuğuyken annemin arkadaşlarından ve çevresinden etkilenip “Ben de büyüyünce kapanacağım” dedim ve sonra hayatımın tümünde beni bir şekilde buna hazırladılar. 11-12 yaşlarımdayken okullara tesettürlü girmek yasaktı, ben de heveslendiğim için yazları bazen başörtü takardım. Yine bunu yaptığım bir zamanda başörtüsü taktığımda bana olan ilginin arttığını fark ettim ve sonraki yaz mevsimlerini hep kapalı geçirdim. Kışın okula giderken açık, yazları kapalıydım. Akrabalarımız bile benimle dalga geçerdi. Bana “Ağaç gibisin” derlerdi, ağaçların yaprak dökmelerine benzetme yaparak. Hiç unutmuyorum, bir gün annemle etek giymediğim için kavga etmiştik, şimdi kendisi de giymiyor; yani ben o gün döktüğüm o gözyaşlarıyla kaldım. Açık olduğum kış günlerinde dedemlere giderdik, okulda açıktım ama anneme bana laf edecekler diye onlara giderken kapanırdım, onlar da yalandan beni överdi. Bu arada, bu insanlar kendilerini dindar kimseler olarak görürler ama aynı zamanda kız-erkek torunları arasında ayrım yaparlar.

Annemle çoğu zaman arkadaş gibiydik ama konu tesettüre gelince beni düşmanından beter görüyordu, bunu hep hissediyordum. Ben 8. sınıftayken okullara kapalı da gidilebilmeye başlandı. 7. sınıfın yazını kapalı geçirirken 8. sınıf başlayınca ne yapacağımı düşünüyordum. Okul vakti geldi, daha yeni yeni kapalı olarak gidilmeye başlandığı için korktuğumu söyleyip okula bir şekilde açık devam ettim. 8. sınıf bitti, yazın baskılara dayanamayıp yine kapandım.

Bir Anadolu lisesi kazandım. Okulların açılmasından bir gün önce, ben tam yatacakken babam bana okula nasıl gideceğimi sordu, ben de “Açık gideceğim” dedim. Yanımızda namaz kılan annem de bunu duymuş oldu. Ertesi sabah okula hazırlandım, saçımı yaptım, kıyafetimi giydim. Okula annemle beraber gidecektik; bana “Böyle mi gideceksin?” dedi, “Evet” dedim. Sonra kendimi bir anda annemle tartışırken buldum. Bana “Bu evden böyle çıkarsan bir daha geri gelme” dedi. Çıktım ama dayanamadım. Her şeye rağmen onu o kadar çok seviyordum ki geri döndüm. Şimdi kendime çok kızıyorum. Meğer ben o gün hayatımı anneme vermişim. Okul yolunda sanki hiç tartışmamışız da okula tesettürlü gitmek isteyen benmişim gibi neşe saçarak benimle yürüdü. Bense ağlıyordum.

Okula başladım, günlerce kimseyle konuşmadım. Yaptığım tek şey camdan dışarı bakıp ağlamaktı. Sınıftakiler beni sorunlu sanıyordu ve zaten ben de öyle hissediyordum. Tuvalete gider, aynaya bakar ve daha bir şiddetle ağlardım. Böyle böyle zaman geçti. Liseyi bitirdim.

Üniversite sınav sonuçları açıklanmıştı. Yaşadığım şehirde üniversite tutmasına rağmen orada kalmayı istemedim, “Tutmuyor” dedim ve gitmek istediğim şehirde güzel bir üniversiteye yerleştim. Açıldım ama gizliydim. Bu beni daha bir yıprattı. Çoğu arkadaşım artık açık olduğumu biliyordu ama bunu gizlice yaptığımı bilen sadece bendim. O yaz gizli gizli binalarda, kuytularda açılarak arkadaşlarımla buluştum. Üniversiteye başladım tabii ama ailemle bir yerlere giderken hala kapalıydım. Yolda arkadaşlarımı, beni tanıyan birilerini görmemek için hep dua ederdim.

Üniversite okuduğum şehre gittim, okullar açılmadan 2 gün önce oradaydım. Babam beni okuduğum şehre bırakıp yanımdan ayrıldı. Yaptığım ilk şey gözyaşlarıyla şehirde özgürce dolaşmak oldu. Ailemle hep iletişimdeydim ama zamanla iletişimimiz azaldı. Fotoğraf göndermemş isterler ya da görüntülü ararlar diye korkuyordum. Hep okulda olduğumu, meşgul olduğumu ya da internetimin bittiğini söylerdim. Hayatımın en güzel aylarını üniversite okuduğum şehirde yaşadım, tabii korona virüsüne kadar. Okullar tatil edilince babam bana söylemeden şehre gelmiş. Beni aradı, nerede olduğumu sordu. Okulda olduğumu söyledim, gerçekten de okuldaydım. Birkaç kez art arda arayınca ters bir şeyler olduğunu anladım ve hemen yurduma döndüm. Babam yanıma geldi, kendime “Bu sefer teslim olma” dedim ve yanına açık çıktım. Bana karşı iyi görünüyordu. Bir yere oturduk, üzüldüğünü söyledi. Kızmayınca başardığımı sandım, yanılmışım; anlamam fazla uzun sürmedi. Annemi aradı ve zaten tahmin ediyor oldukları şeyin, açılmamın, gerçek olduğunu söyledi. Annem bana “Sen kızımızsın, çok üzüldüm ama seni her şekilde kabul ederiz” dedi. Burayı mutlu son sanabilirsiniz ama şimdi hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağladığım döneme geliyoruz.

Yaşadığım şehre dönmek için hazırlanmaya başladım, babam dışarıda beni bekliyordu. Tekrar beni almaya geldiğinde kızmış olduğunu anladım. “Başını kapat, yoksa götürmem seni” dedi. Direndim, açık döndüm evime. Annem beni çok sıcak karşıladı, seviniyordum ama bir yandan da içten içe ürküyordum, belki de olacakları hissetmiştim. O gün anneme biraz soğuktum. Ertesi gün baskılar başladı. Sürekli beni odaya çekip konuşuyor, bağırıp kızıyorlardı. Bana “Sana hakkımız haram, senin günahın bize sorulacak” dediler. Peki, erkek kardeşimin günahı ne olacaktı? Onun bir sürü dövmesi vardı. Bu da günah değil miydi? Arkadaşlarımla iletişimimi kestiler. “Seni okuldan alacağız” dediler. Annem “Evlen, öyle yap ne yapacaksan” bile dedi, “Güzelce mesleğini almadan evlenme anneciğim” diyen annemdi bunu bana söyleyen. Artık her sabaha ağlayarak başlıyordum. Sabahtan akşama ve akşamdan sabaha ağlıyordum. Sadece ve sadece ağlıyordum, gün boyu. Kendimi öldürmeyi, evden kaçmayı, evlenmeyi bile düşündüm. İnsan çaresiz kalınca, gününü ağlayarak geçirince resmen beyni duruyor. Bir sürü bir sürü şey düşünüyorsun ama aynı zamanda bunların hiçbiri çözüm değil. Bana her şeyi anlatan ve iyi kötü bakmadan her şeyinde desteklediğim annem, en çok da o üzüyor beni; biliyor musunuz? Kapanmam için beni psikoloğa bile gönderdi, nasıl bir psikologsa o! Sürekli imanlı gördüğü kişilere açıldığımı söyleyip kapanacağıma dair zorla yemin ettirdi. Psikolojik tedavi görüyor gibi kapanma tedavisi gördüm. Bana hep psikoloji kitapları önerip, “Kendin ol, özgür ol, kimin ne dediğini umursama, başkalarını üzmemek için seni üzen şeyler yapma” diyor ama beni kendisi esir ediyor.

Ben canımdan çok sevdiğim annemin bana düşman gibi davranmasını kaldıramadığım için yine kapalıyım. Bu gece yazdıkça yazasım, ağladıkça ağlayasım geliyor ama bu mektubun da bir sonu olmalı. Bir gün özgür olacağım ama ne zaman, bunu bilmiyorum. Umarım o gün yakındır. O gün geldiğinde ilk önce size yazacağım, bu sefer sevinç gözyaşlarıyla. Kendinize çok iyi bakın.

(Görsel: Tina Berning)

Comments (5)

  1. hepsi geçecek. yeter ki pes etme. sakın manipülasyonlara gelme, istediğini, kendini sorgulamak hatasına düşme. o zaman kendine ve öz güvenine zarar verirsin. istediğin şey senin en doğal hakkın, sana başka türlü hissettirmeye çalışanlar esas psikolojik tedavi görmesi gerekenler. eğer senin için daha güvenli olacaksa şimdilik dediklerini kabullenmiş gibi görün. eğitim hayatını harcamalarına izin verme, bedeli ne olursa olsun okuluna geri dön. çalışmaya başlayıp herkesi arkanda bıraktığında artık kimse sana istemediğin bir şeyi dayatamaz. yasal olarak da bu böyle. yeter ki pes etme ve biraz daha sabret. kendine hep hatırlat, ekonomik özgürlük her şeydir. yalnız değilsin.

  2. Anlattığın her bir kelimeyi istisnasız şu an yaşıyorum. Sanki bu yazıyı ben yazmışım gibi. Ben de bu sene üniversiteye başlayacağım ve gittiğimde açılıp ailemle görüşmemeyi düşünüyorum çünkü açılırsan bizi sil dediler. Babam da her gün dua et ben öleyim en kısa zamanda o zaman açılırsın dedi. Ben üniveristede ailemle görüşmezsem maddi olarak ne yapacağımı da bilmiyorum. İş bulmam gerekiyor fakat yeni bir şehir yeni bir hayat hiç bilemiyorum ne olacak. Bana da “evlen kocandan izin al açıl” dediler. Bu beni o kadar üzdü ki anlatamam. Yani benim hakkım yok ama bir erkekten izin alabilirsem olurmuş. Çok kötü durumdayım ne yapacağımı bilmiyorum. Tek bildiğim başörtüsüne tahammülüm kalmadı

  3. Ben senden bir yaş büyüğüm galiba ve tamamen aynısını yaşadım. Korkma geçiyor. Geçmeyecek gibi geliyor insana ama geçiyor. Part time iş bulmak özellikle büyük şehirde çok kolay. Ailen de alışıyor. Bana annem sana sırtımı dönerim de dedi, neler neler dedi anlatamam. 9 sınıftan 12. sınıfa kadar hep yalvardım. En önemli nokta korkudan korkmayacaksın.o gün her türlü gelecek zaten. Başka şehir yazdım ve açıldım. Çok uzun süre konuşmadık ve parayı teyzemden aldım. Şuan diyorum ki keşke daha önce yapsaydım.kendine iyi bak

  4. Üniversite tekrar başladığı zaman sen de tekrar dene ve lütfen pes etme. İnan ki zamanla alışıyorlar, sen boyun eğme yeter. Umarım dilediğin gibi bir ömür yaşarsın, başarı hikayeni bekliyor olacağız?

  5. O kadar aynı şeyleri yaşamışız ki tek farkımız benim babam hala üniversiteye açık gittiğimi bilmiyo . Ne yapmam gerektiğini artık bilmiyorum .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir