Kapanırken benim isteğimle alakası vardı fakat açılırken yoktu öyle mi?

Bilmiyorum. Bilemiyorum şu, özgürlüğümün çepeçevre sarılmış hayatıma nereden başlayacağıma. Benim hikâyem bir kurtuluş hikâyesi değil. Küçük bir kızın hayallerinin çekiçle paramparça edilmesinin hikâyesi. O kız hayallerinin parçalarını hiçbir zaman toparlayamadı. Sadece cam kırıklarıymış gibi kendisine batmasını ağlayarak izledi. Ve bu kız hala da ağlıyor. Ama şunu söylemeliyim; yalnız ağlamadığımı hissedebiliyorum. Küçüklüğümde hiçbir şeyden habersiz devam ediyordum hayatıma. Her şey normaldi benim gözümde. Şort giyememem gibi, 11 yaşından sonra sıfır kol giyemem gibi. Adım gibi hatırlıyorum, ilkokul 4. sınıf. Bir arkadaşım vardı, gösteriye şortla gelmişti. Ben annemle beraber bekliyordum gösterinin başlamasını. Arkadaşımın şort giydiğini görünce ‘Anne, bak ne güzel, ben neden giyemiyorum?’ demiştim. Annem kaşlarını çatıp bana bakmış ‘O dinine uymuyor diye sen de mi uymayacaksın, hiç hoş durmuyor’ demişti. Ben ise ağzımı dahi açmamıştım. Oysaki tam o gün, o saat ilk düğüm atılmıştı özgürlüğüme. Günler sel gibi akıp geçti. Annem arada dokundurma yapıyor, ‘Al şu başörtüsünü dene, sana alıştırma olur’ diyordu. Babam da tam gaz destek veriyordu. 6. sınıf 2. dönem. Arkadaşımın beni heveslendirmesiyle çat diye tesettüre geçtim. Ailem hiçbir şey demedi. Bana liseye kadar müddet vereceklerini ama böyle olursa da destek vereceklerini söylemişlerdi. Ben ise mutlu mesuttum ama 7. sınıfa geçince arkadaşlarımın tuvalete gidip saçlarıyla uğraşması, tişört giymeleri bir süre sonra bende küçük küçük yaralar açmaya başlamıştı. ‘Keşke liseye kadar bekleseydim!’ ya da ‘Kapanmadan önce düşünmem lazımdı’ gibi düşünceler geçiyordu aklımdan. Bu sayede bir düğüm daha atmıştım. Bu seferki özgürlüğümle beraber saçlarıma da atılmış bir düğümdü. Düşündüm, yaklaşık 3 ay boyunca düşündüm. Açılmak istediğime karar verdim. Annem mutfakta yemek yaparken yanına geldim ve tesettürden konu açtım. Biraz konuştuk, en sonunda laf arasında ‘Anne, açılsam ne olur?’ dedim. O ise bana kötü kötü bakıp epey azarladı. Başaramamıştım. Gece yatağımda yatarken annemle babamın benim hakkımda olan konuşmalarını duyabiliyordum.

Babama ertesi gün tekrar bu isteğimi dile getirdim. Babamsa ‘Bunun senin isteğinle alakası yok’ diyerek kestirip attı. Kapanırken benim isteğimle alakası vardı fakat açılırken yoktu öyle mi?

Ama ben pes etmemiş, inatla konuşuyordum. Bu sefer tesettür ile ilgili kitap aldılar. Okudum, belki fikirlerim değişir diye. Ama hayır, gram değişiklik olmamıştı. Babam artık bana bağırmaya başlamış, ben korkup susmuştum. Aklıma geldiği bir gün yine anneme söyledim. O ise ‘Babana söyle’ dedi. Söyleyemedim. Söylesem de söylemesem de canım acıyacaktı. Birinde sopa izleri yüzünden, diğerinde başörtüsü yüzünden. Sustum. Hala da susuyorum. Ama dışarı çıktığımda, aynanın karşısına her geçtiğimde kendimden ve her şeyden nefret ediyorum.

Söylüyorum bunu aileme, değer miydi benim nefretimi kazanmanıza? Değmezdi.

Tıpkı rüzgârın saçıma değmeyeceği gibi. Saçlarıma sonsuzluğun düğümü atıldı. Dışarıdaydım ama saçım hapishaneye tıkılmıştı. Hatalarımın ve hatalarının cezalarını çekmeye devam ediyorum. Onlar benim sesimi sadece birkaç gün çekmişlerdi ama ben susmanın bedelini bir ömür çekiyorum.

**Yazıyla beraber paylaştığımız görselin kime ait olduğunu bulamadık. Biliyorsanız kaynağıyla beraber yorum bırakabilirsiniz.

Comments (9)

  1. Son yazdıkların beni çok etkiledi kendimi gördüö bu yazıda ağlattın beni gece gece. Lütfen ümitsiz olma elbet bir gün biz de başaracağız✨?

  2. Hikayelerimiz öylesine çok benziyor ki, okurken kendimi öyle çok hissettim ki yazında.. umarım en kısa zamanda, saçlarını kapatan o tokayı çıkarabilirsin; bunu yapabileceğine inanıyorum, küçük yaşta bunu fark etmen sana hep umut olmalı bence.Her şey dilediğince olsun ???

  3. […] Kapanırken benim isteğimle alakası vardı fakat açılırken yoktu öyle mi? […]

  4. sibel kara

    hayat biriciktir sahibi bir tanedir

  5. Bir garip

    İnanan biri olduğun önkabulüyle bunları yazıyorum:

    Evet saçlarına sonsuzluğun düğümü atıldı. O düğümün içinde de sonsuzlugu sana vaat edecek ebed tohumu gizli. Dağların karlı soğuğunu getiren rüzgarin saçlarını usutmesine bedel Kur’an’ın ılık ve tohumu çatlatmaya ve ebed filizini vermeye yarayan örtüsünü örtmeyi istemek daha iyi olmaz mı?
    Diyelim ki istemedin. Olabilir. Hangimiz mükemmeliz ve günahsiziz. Başını açsan bile bunun günah olduğunun kabulü ile kalbini dinden uzaklaştırma.
    Şairin “bir zehir ki hayat özü faniye” dediği gibi; bu kopuslar, ayrılıklar, eksiklikler ve dahi kesiklikler alemi olan dünyada saçlarının geçici bir süre “esarette” olmasına bedel ruhunun o esaretin kavurucu sıcağında filizlenen ebed ağacının gölgesinde hür ve özgür bir halde olması, saçlarının şimdiki özgürlüğüne bedel bir ihtimal filizlenmeyen o tohumun yokluğu sebebiyle kavurucu bir ebed hayatını göze almaktan daha iyi ve daha güzel bir şey değil mi?
    Sonuç olarak kararın her ne olursa olsun. Kalbin Allah ile olsun kardeşim.

  6. İnanan biri olduğun önkabulüyle bunları yazıyorum:

    Evet saçlarına sonsuzluğun düğümü atıldı. O düğümün içinde de sonsuzlugu sana vaat edecek ebed tohumu gizli. Dağların karlı soğuğunu getiren rüzgarin saçlarını usutmesine bedel Kur’an’ın ılık ve tohumu çatlatmaya ve ebed filizini vermeye yarayan örtüsünü örtmeyi istemek daha iyi olmaz mı?
    Diyelim ki istemedin. Olabilir. Hangimiz mükemmeliz ve günahsiziz. Başını açsan bile bunun günah olduğunun kabulü ile kalbini dinden uzaklaştırma.
    Şairin “bir zehir ki hayat özü faniye” dediği gibi; bu kopuslar, ayrılıklar, eksiklikler ve dahi kesiklikler alemi olan dünyada saçlarının geçici bir süre “esarette” olmasına bedel ruhunun o esaretin kavurucu sıcağında filizlenen ebed ağacının gölgesinde hür ve özgür bir halde olması, saçlarının şimdiki özgürlüğüne bedel bir ihtimal filizlenmeyen o tohumun yokluğu sebebiyle kavurucu bir ebed hayatını göze almaktan daha iyi ve daha güzel bir şey değil mi?
    Sonuç olarak kararın her ne olursa olsun. Kalbin Allah ile olsun kardeşim.

  7. Hiç kimseyi dinleme aile sevgisi bile çoğu zaman yalan oluyor onların sevgisini kazanmak için türlü şeyler yapıyorz kendimizden ödün veriyoruz. ama bir gün göçüp gidecekler geriye bir tek kendin kalacaksın. Kendinide olmadığın gibi yaşayarak kendine yabancılasma tek başına kaldığında kendine bile yaslanamazsin yoksa aile eş o şu bu hepsi senden gitsin ama sen kendinde kal .Yaşamak için sana sen lazımsın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir